2014 yılını kapatırken, iddialı iddialı yazması kolaydı.
"2015 yılında yeniden doğmayı planlıyorum. Gerçekten. Kendimi ve hayatımı seviyorum; ama çok daha iyisini yaratabileceğime inanıyorum. Bunun için çok fazla kaynak okuyacak, çok deneme yapacak ve gerçekten disiplinli ve listeli biçimde çalışarak, bir çeşit make-me-over projesi yaratacağım." demiştim.
Gelgelelim iş uygulamaya gelince, milyonlarca soru zihnimi işgal etmeye başladı.
Neyi değiştirerek başlayacaktım?
Hayatımdaki keyif aldığım şeylerden vazgeçmeye hazır mıydım?
Kendi kendime katı kurallar mı koyacaktım?
Başarılı olup olmadığımı nasıl ölçecektim?
Buna ayırabilecek zamanım, hatta daha önemlisi o kadar büyük bir iradem var mıydı?
İşte o noktada gerçekçi olmaya karar verdim.
Ben oldukça yoğun bir tempoda ve çoğu zaman uzun mesailer ile çalışıyorum. Blog yazmak gibi çok sevdiğim bir hobim ve birlikte vakit geçirmeye bayıldığım arkadaşlarım, ailem ve sevgilim var.
O nedenle inanılmaz büyük değişimlerle uğraşmaya zaman da enerji de bulamayacağım açıktı. Ancak küçük küçük adımlarla gidebilirdim.
Öncelikle kendime günlük takip listeleri hazırladım. Hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmadan bir süre kendimi gözlemledim bu listeler sayesinde. Bir gün boyunca neler yiyorum, ne kadar su içiyorum, yapılacaklar listesine yazdığım işlerin ne kadarını yapıyorum, nereye ne kadar para harcıyorum, spor yapıyor muyum, haftanın kaç akşamında iş çıkışı hiç eve uğramadan başka bir plana geçiyorum ve kaç saat uyuyorum, takip ettim.
Sonra bir aylık süredeki bütün takip listelerimi önüme koydum. Kendi kendime dışarıdan bakma fırsatı buldum ve nelerin yanlış olduğu açık bir biçimde bana bakıyordu.
İlk değiştirmem gereken şey, kuşkusuz beslenme tarzımdı ve aslında çok da zorlanmadan bazı şeyleri değiştirebilirdim. Sabahları bazen hiçbir şey yemiyor, o yüzden öğlen inanılmaz acıkıyor ve en hızlı gelecek olan fast-food yemeklere yöneliyordum.
Sabahları erkence uyanabildiysem, on dakikada blenderda lezzetli ve doyurucu karışımlar hazırladım. Uyanamadığım sabahlar için de marketten Activia Kahvaltı Zamanı aldım, ofisteki buz dolabına stokladım. Öğle yemeklerimi daha acıkmadan sipariş ederek, daha hafif seçeneklere yönelmeye başladım.
Kahvaltılık karışımlarım hem pratik, hem lezzetli, hem de doyurucu oldu. Yukarıdakinin içinde kivi ve yoğurt var. Aşağıdakinde tarçın ile pişmiş elma, yoğurt, kahvaltılık mısır gevreği ve ceviz. Özellikle bu ikincisi leziz oldu.
Hazırlaması da çok basit, malzemeleri koy, blender ile karıştır. Tatatadaaam!
Bu yüzden, kendinize takip listeleri hazırlamanızı tavsiye ederim. Kendi hayatınıza ve alışkanlıklarınıza çok daha objektif biçimde bakmanızı ve harekete geçmenizi sağlıyor.
Evde olduğum sayılı akşamda da internetten sipariş vermek yerine, popomu kaldırıp markete gitmeye ve mutfağa girmeye başladım. Bu aralar denediğim tarifler içinde en favorim pirinçli pancar salatası oldu.
Pancarları haşladıktan sonra dilimliyorsunuz, haşladığınız pirinç ile yıkadığınız dere otunu üstüne koyuyorsunuz. Limon suyu, zeytinyağı ve pirinci de bir kasede karıştırdıktan sonra üstüne döküyorsunuz. Ay ben bununla doymam derseniz bile, başka bir yemeğin yanında sofranıza şıklık katacak bir görüntüsü var.
Ayrıca, bu vesileyle öğrendim ki pancarın faydaları da saymakla bitmiyormuş. Antoksidanmış, A, B, C, P vitaminleri, fosfor, demir, magnezyum, potasyum içeriyormuş, cildi güzelleştiriyor ve sinirleri yatıştırıyormuş. Tabii ki bir kere yemek harikalar yaratmıyor, ama faydalı bir şeyler yapmış olmak insana kendini iyi hissettiriyor.
"2015 yılında yeniden doğmayı planlıyorum. Gerçekten. Kendimi ve hayatımı seviyorum; ama çok daha iyisini yaratabileceğime inanıyorum. Bunun için çok fazla kaynak okuyacak, çok deneme yapacak ve gerçekten disiplinli ve listeli biçimde çalışarak, bir çeşit make-me-over projesi yaratacağım." demiştim.
Gelgelelim iş uygulamaya gelince, milyonlarca soru zihnimi işgal etmeye başladı.
Neyi değiştirerek başlayacaktım?
Hayatımdaki keyif aldığım şeylerden vazgeçmeye hazır mıydım?
Kendi kendime katı kurallar mı koyacaktım?
Başarılı olup olmadığımı nasıl ölçecektim?
Buna ayırabilecek zamanım, hatta daha önemlisi o kadar büyük bir iradem var mıydı?
İşte o noktada gerçekçi olmaya karar verdim.
Ben oldukça yoğun bir tempoda ve çoğu zaman uzun mesailer ile çalışıyorum. Blog yazmak gibi çok sevdiğim bir hobim ve birlikte vakit geçirmeye bayıldığım arkadaşlarım, ailem ve sevgilim var.
O nedenle inanılmaz büyük değişimlerle uğraşmaya zaman da enerji de bulamayacağım açıktı. Ancak küçük küçük adımlarla gidebilirdim.
Öncelikle kendime günlük takip listeleri hazırladım. Hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmadan bir süre kendimi gözlemledim bu listeler sayesinde. Bir gün boyunca neler yiyorum, ne kadar su içiyorum, yapılacaklar listesine yazdığım işlerin ne kadarını yapıyorum, nereye ne kadar para harcıyorum, spor yapıyor muyum, haftanın kaç akşamında iş çıkışı hiç eve uğramadan başka bir plana geçiyorum ve kaç saat uyuyorum, takip ettim.
Sonra bir aylık süredeki bütün takip listelerimi önüme koydum. Kendi kendime dışarıdan bakma fırsatı buldum ve nelerin yanlış olduğu açık bir biçimde bana bakıyordu.
İlk değiştirmem gereken şey, kuşkusuz beslenme tarzımdı ve aslında çok da zorlanmadan bazı şeyleri değiştirebilirdim. Sabahları bazen hiçbir şey yemiyor, o yüzden öğlen inanılmaz acıkıyor ve en hızlı gelecek olan fast-food yemeklere yöneliyordum.
Sabahları erkence uyanabildiysem, on dakikada blenderda lezzetli ve doyurucu karışımlar hazırladım. Uyanamadığım sabahlar için de marketten Activia Kahvaltı Zamanı aldım, ofisteki buz dolabına stokladım. Öğle yemeklerimi daha acıkmadan sipariş ederek, daha hafif seçeneklere yönelmeye başladım.
Kahvaltılık karışımlarım hem pratik, hem lezzetli, hem de doyurucu oldu. Yukarıdakinin içinde kivi ve yoğurt var. Aşağıdakinde tarçın ile pişmiş elma, yoğurt, kahvaltılık mısır gevreği ve ceviz. Özellikle bu ikincisi leziz oldu.
Hazırlaması da çok basit, malzemeleri koy, blender ile karıştır. Tatatadaaam!
Bu yüzden, kendinize takip listeleri hazırlamanızı tavsiye ederim. Kendi hayatınıza ve alışkanlıklarınıza çok daha objektif biçimde bakmanızı ve harekete geçmenizi sağlıyor.
Evde olduğum sayılı akşamda da internetten sipariş vermek yerine, popomu kaldırıp markete gitmeye ve mutfağa girmeye başladım. Bu aralar denediğim tarifler içinde en favorim pirinçli pancar salatası oldu.
Ayrıca, bu vesileyle öğrendim ki pancarın faydaları da saymakla bitmiyormuş. Antoksidanmış, A, B, C, P vitaminleri, fosfor, demir, magnezyum, potasyum içeriyormuş, cildi güzelleştiriyor ve sinirleri yatıştırıyormuş. Tabii ki bir kere yemek harikalar yaratmıyor, ama faydalı bir şeyler yapmış olmak insana kendini iyi hissettiriyor.
Alışveriş orucuna girme kararı aldım. Yaza kadar hiç kıyafet satın almayacağım. Depresyona girmemek için yalnızca ayakkabı, takı ve iç çamaşırı konusunda kendime izin verdim.
Yalnızca almamakla kalmayacak, ayrıca var olanları da azaltacağım. Her gün Muhsaboom Dukkan'a en az bir parça kıyafet eklemeye başladım. Sene sonuna kadar 500 kadar kadar parçayı yeni sahiplerine kavuşturmayı hedefliyorum. Pek sevdiğiniz "bu gün ne giydim?" yazılarına da artık oradan ulaşabilirsiniz.
Diğer adım ve gelişmelerle burada olacağım. Takip listesi için benimkinin örneğini isterseniz de bana mail atmanız yeterli.
Hiç yorum yok: