Her
sabah hesabınıza 86.400 altın yatırılan bir bankanın olduğunu düşünün. Gün
boyunca, bu altından istediğiniz kadar altını harcamakta veya harcamamakta
serbest bırakıldınız. Ancak bir tek koşulla, o gün size ayrılan altından
harcamayı başaramadığınız kısmı, ertesi güne devretmiyor. Yani bir önceki
altının tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış da olsanız, ertesi
sabah bankanızın hesabında yine 86.400 altın olduğunu görüyorsunuz.
Kendinizi
böyle bir durumla karşı karşıya bulsaydınız, acaba ne yapardınız? Birçok insan
gibi bu kadar altını hergün harcamak için bir yol bulurdunuz herhalde. Acil
ihtiyaçlarınıza öncelik vermeniz mantıklı bir yol olacaktır şüpesiz. Ancak
sizden beklenen, bu altını hergün yatıracak bir yer bulup, iyi planlamayla uzun
vadede en büyük getiriyi sağlamak olacaktır.
Farkında
olsak da olmasak da, yaşamımızın her gününde bu durum geçerlidir. Zaman
“banka”dır. Ve size her gün istediğiniz gibi harcayabileceğiniz 86.400 saniye
verilir.Herkese eşit olarak verilen tek olgu zamandır. Ve bu saniyeleri
kullanmayı başaramazsanız, onları ebediyen kaybedersiniz.
Bütün
başarılı insanlar, zamanın değerinin farkındadır. Edison’a dünyada en önemli
şeyin ne olduğu sorulduğunda, cevabı “zaman” olmuştur.
Peki
ama nedir bu zaman? Günün 24 saat olması, haftanın 7 gün, yılın 365 gün olması
mı? Yoksa bir gün için biçilen mesai saati mi? Bir yıl için tespit edilen aktif
iş günü mü?
Drucker’a
göre zaman “en kıt” ve “en eşsiz”, Mackenzıe’e göre “son derece nazik”,
Lakıen’e göre ise “temel” bir kaynaktır. (Z. Sabuncuoğlu-M.Tüz, Örgütsel
Psikoloji)
Zaman
kavramının felsefi tartışma alanına girmeden, sadece yönetim açısından ve
sosyolojik boyutlarını dikkate alarak üzerinde durursak diyebiliriz ki zaman
“bize verilen sürenin tamamıdır”. Bu geniş çerçeveyi somutlaştırarak doldurmak
mümkündür. Dolayısıyla zaman, bize biçilen süre, ömür, hayat olduğu kadar, bir
günlük bir hayat dilimi veya belirli bir iş için gereken süre de olabilir.
Gelişmiş
toplumlarda günlük hayatın akışı, yapılan işleme göre belirli zaman dilimlerine
ayrılmıştır: Mesai saatleri, dinlenme, eğlence, spor, hobiler vb. Düzenli
yaşamayı, bilgi toplumunun gereği olarak yapmak zorunda olan insanlar, bunu
zamanını planlayarak yapar. Aslında insan zamanı yönetemez. Akreple yelkovanın
hareketi denetimimiz dışındadır. Durmaksızın hareket ederler ve biz ne yaparsak
yapalım zaman önceden kararlaştırılmış bir hızla akıp gider. Mesele saati yani
zamanı yönetmek değil, kendimizi zaman içinde yönetebilmeyi kavramaktır.
Bir
sabah, her günkünden yaklaşık bir saat erken uyandınız ve kalktınız. Bu bir
saat içinde acaba ne yapardınız?
- Uzun bir kahvaltı etmek
- Müzik dinlemek
- Gevşeme egzersizleri yapmak
- Yapmanız gereken işleri yapmak, çalışmanız gereken dersi çalışmak…
Beklenmedik bir gecikme ile karşı karşıya kalarak, o anda yapacak işiniz olmadığını kaç kez farkettiniz? Bu durumda, beklemekten başka yapacağınız pek bir şey bulunmaz. Buna benzer durumlarda kalmamak için tek yol, önceden plan yapmaktır.
Ders çalışmayı sürekli ertelemek
Kendini harekete geçirmenin yararlarını keşfetmek.
Öncelikleri yazma ve onlara bir program verme ( Günü planlamak , başarı için çok önemlidir. Ancak haftayı, ayı veya yılı planlamak da o kadar önemlidir. Bu, tüm yönleri gösterecek ve daha büyük resim üzerinde, hedeflere ulaşma üzerinde dikkati toplamayı sağlayacaktır).
Kullanılmayan günlük serbest zamanınızın süresini,
Bu
durumda seçme olanağına sahip olduğunuz eylemlerden birine öncelik veriyorsunuz
ve onu ilk sıraya alıyorsunuz. Neden?
“Yarın
sabah ilk yapacağım iş…” tasarladığınız eylemler arasında birine öncelik
veriyorsunuz. Neden diğer işlerden birine değil de bu işe öncelik? Çünkü belirlediğiniz
kişisel amaçlara göre olayları sıralıyorsunuz. Yaşamın tüm olayları arasında
denge, uyum ve bütünlüğü gerçekleştiren bir gerçektir. Zamanı yönetmek,
gücümüzün yoğunluğunu, hayati öneme sahip öncelikler açısından hedefler
belirleme ve onları sonuçlandırmak için yöneltme yeteneğidir.
Bir
okulun dekanı, öğrencilerine söylediği gibi; “Hepimizin eşit olarak sahip
olduğu bir tek şey vardır: Zaman!. Öyleyse zaman, sorunun kendisi değildir.
Sorun bizde. Sorun ne kadar vaktimiz olduğunda değil, sahip olduğumuz süre
içinde neler yaptığımızdadır.” (Z. Sabuncuoğlu-M.Tüz, Örgütsel Psikoloji)
Zaman
yönetimi bu bağlamda “neyi, niçin ve ne zaman yapmayı” bilmek ve günlük
yaşayışın akışını bu ilkeye göre planlamaktır. Zamanı planlamak, bu anlamda
zamanı en iyi şekilde yönetmek demektir. (Prof.Dr. İhsan Sezal, Zaman Yönetimi
Çalışma Notları).
Acaba
insanlar bazı zamanlarını neden boşa harcarlar? Bu nedenlerden birkaçını şöyle
sıralamak mümkündür:
İnsanlar,
zamanlarını geçirme tarzlarının, kendi denetimleri ile ,ilgili olduğunu fark
edememektedirler. Hayatta başarıya ulaşmak için gerçekte ne kadar az zamanları
olduğunu düşünememektedirler. Boşa harcadıkları zamanın ne kadar süre olduğunu
bilememektedirler, değerlendirmemektedirler. Zamanlarını yönetme konusunda sistem
ve stratejiye sahip değildirler.
Genelde
insanların bu kadar zaman kaybetmelerine neden olan en büyük sorun, zamanlarını
planlamamalarıdır. Bir düşünür diyor ki, “Zaman tasarrufu yapmanın en iyi
yollarından biri, önceden düşünmek ve plan yapmaktır. Beş dakikalık düşünme,
genelde bir saatlik zaman tasarrufu sağlar.” Zaman başarıya ulaşmada en değerli
olgu ise mutlaka planlanmalıdır.
Bir
öğrencinin çalışma zamanı sürekli şekilde kesintiye uğrayabilir.Öğrencinin
“zaman kullanımı” nı mutlaka verimli hale getirmenin bir yolunu bulması
gerekir. Aksi takdirde düzenli ders çalışması aksar ve erteleme davranışı
devreye girer. Bu zaman kesintilerini en aza indirebilmede yardımcı olabilecek
bazı yöntemler şöyle sıralanabilir:
Zaman
dilimleri (blok süreler) halinde çalışma.
Çalışma
ortamını dikkat dağıtıcı hususlardan etkilenmeyecek şekilde düzenleme
Ders
çalışma zamanlarını belirleme ve aynı saatlerde, aksatmadan düzenli olarak
çalışma
Beklenmedik
gecikmeler veya zaman fırsatlarını değerlendirememek
Pişmanlık duymak ve düşler kurmak
Zihni
bunlarla meşgul ederek geçirilen her an, verimlilikten çalınan bir saniyedir.
Hatalardan ders alınmalı, ancak yola devam edilmelidir.
Her
işi sürüncemede bırakan birine bir arkadaşı, günlük işlerini nasıl
yapabildiğini sormuş. “Bu basit”, demiş adam, “Bunun düne ait bir iş olduğunu
varsayarım.” Bir işi sürüncemede bırakma ile başa çıkabilmek için
yapılabileceklerden bazıları şöyle sıralamak mümkündür:
Verilen
bir işin gerçekten yapılması gerekip gerekmediğini belirlemek.
İç
disiplin geliştirmek.
Olumsuz kişisel tutum içerisinde olmak
Duygusal
karışıklık, enerji kaybetmemize ve daha az verimli olmamıza neden olabilir.,
Kendine güvensizlik, kızgınlık, başkaları ile kıyaslama sonucu kıskançlık,
mücadele, öfke ve diğer olumsuz duygular, elimizden gelenin en iyisini ortaya
koymamızı zorlaştırdığı gibi üretici olabileceğimiz zamanı boşa harcatır.
Öncelikleri bilememek ve sıralayamamak
Herhangi
bir insanın edinebileceği en ciddi zaman yönetimi becerilerinden biri,
öncelikleri bilmek ve bunları sıralıyabilmektir.
Pek
çok kişi her gün yaptıkları işlere onları yapmakla ne büyük değer
kazandıklarını hiç düşünmeden yaklaşır. Onlara göre bir görev diğerlerine
benzer ve gün, etkinliklerle dolu olduğu sürece mutludur. Veya zevkli görünen
işleri yapar, onlar kadar hoş olmayanları görmemezlikten gelirler. Veya
işlerini önceleklerden ziyade hissettikleri baskıya dayanarak sıraya dizerler.
Etkisel değil tepkiseldirler. Başarılı insanlar zamanlarını böyle bir
yaklaşımla yönetmezler. Zamanlarını yönetmeleri için bir öncelikler stratejisi
belirlemeleri gerekir. Önceliklere göre çalışmada yardımcı olabilecek hususları
şöyle belirtmek mümkündür:
Güne,
önceliklerin bir listesini yaparak başlama (İnsanlar, işlerini önem sırasına
göre yapmaya doğal olarak direnir. Çoğu, hoş veya uygun olanları tercih eder.
Yine de bir insanın zamanını, görevleri önem sırasına göre gerçekleştirmek kadar
iyi yöneten bir tek fikir yoktur).
Bir
öğrenci üniversiteye hazırlanma sürecinde önceliğini ders çalışmaya zihinsel
olarak vermelidir ve zamanını bu önceliğe göre planlamalıdır.
ZAMAN GÜNLÜĞÜ
Herkes
zamanın yetmediğinden, azlığından yakınıyor. Gerçekte Zamanımız az değil. Belki
onu yeterince koruyup, gereğince kullanamıyoruz. Farkında olmadan zamanı şu ya
da bu şekilde yitiriyoruz. Belki de çalıyorlar. Zamanımızı kim (ler)
çalıyorlar? Kimden, kimlerden şüpheleniyorsunuz? Zamanınızı çalanları bulmak
ister misiniz? Zaman günlüğü yazmak size,
Zamanınızı
hangi işlerde harcadığınızı,
Göreviniz
ile zaman tüketiminiz arasında bir uyuşum olup olmadığını,
Hangi
hayati konuları ihmal ettiğinizi, Zaman kaybına neden olan faktörlerin,
verimliliğinizi ne ölçüde etkilediğini,
Amaçlarınızı
ne ölçüde gerçekleştirdiğinizi gösterecektir.
Hiç yorum yok: