Bilindiği
gibi 1999 ÖSS” de birçok değişiklikler olmuştur. Lisede öğrencinin kendisine en
uygun alanı seçmesinin önemi daha da artmış, alanı ile ilgili olarak kılavuzda belirtilen
programları seçen öğrencilerin AOÖBP katkısı artırılmıştır. 1999 ÖSS
Kılavuzunda, lisedeki alanlar ile üniversitede ilgili oldukları belirtilen
bölümler konusunda da birçok değişiklikler yapılmıştır.
Bir
okulu seçmedeki amaç eve yakın olması, es dost tavsiyesi ya da rastlantısal
olmamalıdır. Okul seçimi öğrencinin geleceği ile ilgili olarak seçeceği
mesleklere göre bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Ülkemizde meslek bilincinin
henüz oluşmadığını ve insanlarımızın çoğunlukla bilinçsizce bir mesleğe veya is
alanlarına yöneldiklerini biliyorsunuz. Lise 3. Sınıfa gelmiş hatta bitirmiş
birçok genç, henüz ne yapacağını ve ne olacağını bilmeden yaşamının verimli
yıllarını harcamaktadır. Bu durumun, aileler ve gençler için umut kırıcı, yeni
sorunları kışkırtıcı olduğunu yasıyor ve görüyoruz.
Ülkemizde
is ile meslek birbirine karıştırılmaktadır. Meslek ve is birbirinden farklı
kavramlardır. Meslek bir kimsenin hayatini kazanmak için yaptığı, kuralları
toplumca belirlenmiş ve belli bir eğitimle kazanılan sistemli etkinlikler
bütünüdür. Meslek, belli bir tür alanda etkinlikte bulunabilme gücüdür. Is ise,
belli bir is yerinde sürdürülen benzer etkinlikler grubudur. Bir kimsenin
mesleği olabilir, ama isi olmayabilir. Bir isin olması da bireyin mesleği olduğu
anlamına gelmez. Günümüz dünyasında önemli olan bireyin meslek sahibi
olmasıdır. Geleceğin dünyası meslek sahibi olan insanlarla belirlenecektir. O
yüzden gençlerin is sahibi olması önemlidir ancak meslek sahibi olması daha da
önemlidir.
Meslek,
bir kimsenin hayatini kazanmak için yaptığı, kuralları toplum tarafından
belirlenmiş ve belli bir eğitimle kazanılan bilgi ve becerilere dayalı
faaliyetler bütünüdür. Mesleğin sürdürülmesinde etkenlerden biri olan kazanç
bireyin meslek seçimi kararını etkileyen tek etmen değildir. Bu kararı
etkileyen sosyal statü, düzenli yasam gibi farklı doyum kaynakları da vardır.
Kazanç sağlama gibi sorunu olmayan kişilerin mesleki faaliyetlerini
sürdürmelerinin ya da bazı bireylerin az gelir getiren meslekleri çok gelir getiren
mesleklere tercih etmelerinin nedeni de budur.
Meslek,
bireyin yeteneklerini, kendini geliştirme ve gerçekleştirme yoludur. Bireyin
kişilik özelliklerini, ideallerini, hayat görüsünü, değerlerini belirler. Birey
gününün büyük bir kısmini isinde geçirir. Bireyin yaptığı faaliyet ilgi ve
yeteneklerine hitap ediyorsa kişi mesleki açıdan doyum sağlar. Mesleki doyum
ise, genel doyuma yansır. Bir nevi bireyin hayatta mutlu olması kendi
özelliklerine uygun doyum sağlayacağı meslek seçmesine bağlıdır.
Meslek
seçimindeki kararı bireyin, işindeki basarı ve başarısızlığını da etkiler. Her
birey farklı ilgi ve yeteneklere sahiptir. Her meslekte farklı yetenekleri
gerektirir. Bir kimse sahip olduğu nitelikleri gerektiren, sahip olmadığı
nitelikleri gerektirmeyen mesleklerde başarılı olur.
Günümüzde
meslek seçeneklerinin artması, buna bağlı olarak meslekte uzmanlaşmanın
artması, mesleğe hazırlanmanın uzun süreli eğitimi gerektirmesi seçme işleminin
önemini arttırmaktadır. Bireyin seçim yapmak zorunda olduğu meslekler geniş bir
yelpaze göstermektedir. Tüm bunlar doğru ve gerçekçi seçim yapma zorunluluğunu
artırmaktadır.
Bireyin gelecekteki yasam tarzını belirlemesinde dönüm noktası olan mesleki tercihini yaparken doğru ve isabetli karar verebilmesi için izleyebileceği basamaklar söyle sıralanabilir.
Bireyin gelecekteki yasam tarzını belirlemesinde dönüm noktası olan mesleki tercihini yaparken doğru ve isabetli karar verebilmesi için izleyebileceği basamaklar söyle sıralanabilir.
1.Bireyin
yeteneklerinin belirlenmesi
(Ben
neler yapabilirim?)
Yetenek
belli bir eğitimden yararlanabilme gücüdür. Bireyin hangi eğitim programında başarılı
olabileceğini gösterir. Yetenek meslekteki başarıyı etkileyen etmenlerden
biridir ve temel gerekliliktir. Seçtiği Mesleğin gerektirdiği en az yetenek
düzeyine sahip olmayan bireyin o meslekte başarılı olması olası değildir. Bunun
yanında sahip olduğu yeteneklerin, kapasitenin altında bir yetenek düzeyi
gerektiren mesleğe yönelen bireyin meslekte doyum sağlaması da mümkün
olmayacaktır.
Akademik
yeteneğin, okulda derslerdeki basarının ya da başarısızlığın araştırılması,
sözel ya da sayısal düşünme yeteneklerinden hangisinde daha başarılı olduğunun
belirlenmesi gerekir. Bunun için bireyin Fen, Sosyal, Matematik, Türkçe
derslerindeki başarısı bir ölçüt olacaktır. Bunun dışında cisimleri üç boyutlu
görebilme, şekiller arasındaki benzerlik ve farklılıkları bulabilme gücünün
belirlenmesi de araştırılması gereken yetenek alanıdır.
Sayısal
düşünme gücüne sahip olmayan, Fen, Matematik gibi sayısal derslerde başarılı
olmayan bir bireyin Tip Fakültesi, Diş Hekimliği, Mühendislikler gibi sayısal
puan ile öğrenci alan yüksek öğretim programlarında başarılı olması mümkün
değildir. Cisimleri üç boyutlu görebilme, bir evin planına bakarak o evin
yapılış halini göz önünde canlandırabilme, bir seklin açılımını düzlem üzerinde
çizebilme gücüne sahip olan birey mimarlık eğitiminde başarılı olabilecektir.
Sözcükleri
ustalıkla kullanamayan, zengin bir sözcük dağarcığına sahip olamayan kişinin
dil ve edebiyat programında başarılı olması beklenemez.
2. İlgi Alanlarının Belirlenmesi
2. İlgi Alanlarının Belirlenmesi
(Ben
neleri yapmaktan hoşlanırım?)
Yetenekler,
bireyin hangi eğitim programında daha başarılı olabileceğini gösterirken
ilgiler, bireyin hangi faaliyetlerle uğraşmaktan zevk duyacağını belirler ve
isin özüne iner. İlgiler, yeteneklerle ilişkilidir. İlgi duyduğumuz alanlar
çoğunlukla yetenekli olduğumuz alanlardır.
Seçilecek
olan Mesleğin, insanlarla diyalogu, onları yönetmeyi, yönlendirmeyi, onlara
hitap etmeyi, yardım etmeyi yoksa insanlarla değil de objelerle uğraşmayı
gerektiren faaliyetlerimi içermesinin belirlenmesi, bunun dışında edebiyata,
müziğe, güzel sanatlara karsı olan ilgilerinde belirlenmesi gerekir. Birey ilgi
duyduğu, hoşlandığı isleri severek yapar. Bireyin ilgi duymadığı faaliyete
yönelmesi hem mesleki doyumunu hem de basarisini olumsuz olarak etkileyecektir.
İnsanlara yardım etmekten, insanların sorunlarını dinleyip sorunlarına çözüm aramaktan
zevk almayan bir psikologun ne kendisine nede kendisinden yardım isteyen kişiye
faydası olacaktır.
3.Is
Değerlerinin Belirlenmesi
(Ben
ne istiyorum)
Yetenek
ve ilgilerin belirlenmesinin ardından bireyin meslekteki beklentilerini
tanımlaması gerekir. Is değerleri, bireyin meslekte nelere önem verdiğini,
mesleki faaliyetin sonunda elde etmek istediği olanakları gösterir.
Kazanç, yaratıcılığı kullanma, liderlik, yeteneğini kullanma, işbirliği, ün sahibi olma, sosyal statü, düzenli yasam, değişiklik gibi is değerleri vardır. Birey bu değerlerden kendisi için önemli olanları belirlemeli. Kendisine belirlediği bu değerleri sağlayacak mesleğe yönelmelidir. Ancak ilgi ve yeteneklerini de göz ardı edilmemesi gerekir.
Kazanç, yaratıcılığı kullanma, liderlik, yeteneğini kullanma, işbirliği, ün sahibi olma, sosyal statü, düzenli yasam, değişiklik gibi is değerleri vardır. Birey bu değerlerden kendisi için önemli olanları belirlemeli. Kendisine belirlediği bu değerleri sağlayacak mesleğe yönelmelidir. Ancak ilgi ve yeteneklerini de göz ardı edilmemesi gerekir.
Meslekte
düzenli bir yasama, sosyal statüye, işbirliğine, yaratıcılığın anlatım
bulmasına önem veren birey kendisine bu beklentilerini sağlayabilecek olan
“öğretmenlik” mesleğini tercih edebilir.
4.kişilik
Özelliklerinin Belirlenmesi
(Karakterim
Nasıl?)
Meslek
seçimi, bireyin kişiliğinin yansımasıdır. Bireyin meslek seçiminde isabetli
olması kişilik özelliklerini çok iyi tanıyıp bu özellikleri gerektiren mesleklere
yönelmesine bağlıdır.
Bireylerin
çok farklı kişilik özellikleri vardır. Atak, girişken, çekingen, uysal, hırslı,
idealist, derin düşünmeyi seven, sorumlu, bağımsız, duygusal, hayal gücü
zengin, realist, mantıklı, etkin, sosyal, riske giren, heyecan arayan, sinirli,
kendi basına buyruk, alçak gönüllü, düzenli, kurallara bağlı, içe dönük, dışa
dönük vb. çok çeşitli kişilik özellikleri bulunur. Bireyin sayılan bu
özelliklerinden hangilerine sahip olduğunu belirlemesi, seçimini bu doğrultuda
yapması gerekir.
İkna
gücü yüksek, dışa dönük, insanlarla devamlı ilişki halinde olan girişimci
niteliklere sahip olan birey avukat, politikacı ya da pazarlamacı olabilir.
Kurallara bağlı, düzenli, statüye önem veren, sorumlu, nesnelerle uğraşmaktan hoşlanan bireylerin, bankacılık, büro memurluğu, muhasebe gibi mesleki yönelmeleri isabetli olacaktır.
Kurallara bağlı, düzenli, statüye önem veren, sorumlu, nesnelerle uğraşmaktan hoşlanan bireylerin, bankacılık, büro memurluğu, muhasebe gibi mesleki yönelmeleri isabetli olacaktır.
İzmir
öğrenci Yönlendirme Merkezinde geliştirdiğim “ kişilik Meslek Envanteri “ ile
bir öğrencinin yeteneklerine, ilgilerine, beklentilerine ve yukarıda belirtilen
diğer bütün kişilik özelliklerine birden en uygun olan meslekler
belirlenebilmektedir. Bu Envanter ülke genelinde birçok özel okul ve dershane
tarafından da halen iznimiz dâhilinde kullanılmaktadır.
5.
İlgi Duyulan Mesleklerin İncelenmesi
Bireyin
kendini yukarıda açıklanan sekliyle tanımasının ardından ilgi duyduğu
meslekleri tanıması gerekiyor. Bireyin meslekler hakkında araştırmasını;
a) Meslek mensuplarının yaptığı temel faaliyetler
a) Meslek mensuplarının yaptığı temel faaliyetler
b)
Çalışma ortamı
c)
Çalışma koşulları
d)
Çalışanlarda aranan nitelikler
e)
mesleğe hazırlanma
f)
İlk ise giriş
g)
Meslekte ilerleme
h)
Kazanç
i)
Is bulma olanağı ve Mesleğin geleceği
konularında
yoğunlaştırması gerekir. Bilgi toplamak için, meslekleri tanıtan kılavuzlardan,
rehber kitapçıklarından, mesleki tanıtım seminerlerinden, okullardaki,
dershanelerdeki rehberlik servislerinden, o Mesleğin mensuplarından
yararlanılabilir.
Karar
aşamasında, gerekli alt yapıyı anlatıldığı şekilde oluşturan birey, sahip
olduğu ilgi, yetenek ve kişilik özelliklerini düşünüp bu özelliklerini
gerektiren ilgi duyduğu meslekte karar kılabilir. Üzerinde durulacak temel nokta
bireyin kendini olmak istediği gibi değil olduğu gibi objektif olarak tanıması,
ilgi duyduğu meslekleri de olumlu, olumsuz özellikleriyle tanımasıdır."Ne
kadar çok kazanabilirim?" yerine "Ben hangi isi en iyi şekilde
yapabilirim?","Hangi ortamlarda ve koşullarda çalışmaktan mutlu
olurum?"sorularına gerçekçi olarak yapılacak incelemeden sonra samimi
olarak cevap vermektir.
Gencin
meslek seçimi kararını etkileyen etmenlerden biri de anne-babanın genç üzerinde
oluşturduğu baskıdır. Birçok ebeveyn çocuklarını bol kazanç getiren saygın
mesleklerde görmek isterler. Ya da kendi ulaşamadıkları meslekleri seçmelerini
arzu ederler. Meslek seçimindeki kararını net olarak belirlemeyen birey bu
baskılardan etkilenir ve ailesinin istediği mesleğe yönelir. Birey bu şekilde
Seçtiği Mesleğin, kendine uygun olmadığını zamanla anlar. Kendi arzuladığı
mesleğe ulaşmak için ya öğrenimini yarıda keser, ya da öğrenimini tamamladıktan
sonra tekrar bir hazırlığa girişir.
Bu durum genç için zaman ve emek kaybı yaratır. Bu tip durumlara düşmemek için bireyin kararını kendisi vermesi, bu karar doğrultusunda ailesini ikna etmesi anne babanın da gencin bu kararına saygı göstermesi gerekir.
Bu durum genç için zaman ve emek kaybı yaratır. Bu tip durumlara düşmemek için bireyin kararını kendisi vermesi, bu karar doğrultusunda ailesini ikna etmesi anne babanın da gencin bu kararına saygı göstermesi gerekir.
Kişilik
özelliklerinize, yeteneklerinize, günün koşullarına uygun, bilinçli bir meslek
seçimi, toplumda sağlıklı, mutlu, kendi kendisiyle barışık insanlarında
şayisini da çoğaltacaktır.2000’li yılların Türkiye”sinin siz gençlerle daha umutlu,
daha aydınlık olacaktır.
Ülkemizde
kişilik envanterlerinin rehberlik ve psikolojik danışmada kullanımı yetenek ve
ilgi envanterlerinin kullanımı kadar yaygın değildir. Hâlbuki öğrencinin
psikolojik yardım almasını gerektirecek bir kişilik bozukluğunun olup
olmadığını ve kazanmak istediği mesleğe uygun kişilik görüntüsüne sahip olup
olmadığını anlayabilmek için kişilik testlerine oldukça gereksinim vardır.
Mesleğe
yönelme sorunlarını ele alırken kişilik envanterlerinden yararlanmak, mesleki
danışmada konuyu derinleştirmeye yardımcı olmaktadır. Öte yandan, meslek seçimi
ve kişilik özellikleri arasındaki ilişki dikkate alındığında kişilik
envanterlerinin eğitsel ve mesleki rehberlikte de kullanılmalarının gerekliliği
açıkça görülmektedir.
Ülkemizde
meslek seçimi konusunda hazırlanmış olan bazı testlerin dökümanlarında,
kişilerin sözel yeteneklerinin olduğu saptandığı halde sadece ilgi duyduğu için
sayısal meslekler de önerilmektedir. Ayni şekilde sayısal yeteneği olan bir
öğrenciye de sırf ilgisi var diye sözel meslekler de önerilmektedir. Bu durum
gençlerde, meslek seçimi konusunda daha da fazla kararsızlığa yol açmaktadır.
Bu gibi sakıncalı durumlar, testlerin bilgisayar programlarını yapan kişilerin
ÖSYM sınav sistemini ve liselerdeki sınıf geçme ve Alan seçme sistemini
bilmediklerini göstermektedir.
Öğrenci Lise 1. sınıf sonunda alan seçmek durumundadır. Bu nedenle öğrenci yeteneğinin bulunduğu alana gitmeli, ilgi alanlarından ise yetenek alanına uygun olanlarını tercih etmelidir. Örneğin, öğrencinin sözel yeteneği bulunuyorsa ve ilgileri arasında gazetecilik, tip, halkla ilişkiler, mimarlık vb. meslekler varsa burada halkla ilişkiler ve gazeteciliği seçmelidir.
Çünkü hem ilgisine, hem de yeteneğine uygundur. Aksi takdirde tip ve mimarlığı seçerse sayısal bölümlere gidecek, yeteneği olmadığı için de çok zorlanacak ve hem derslerden kalıp sene kaybedecek, hem de başarması çok zor olan bir alanda uğraşıp başaramadığı için de aşağılık kompleksine girebilecektir. Ayni durum sayısal yeteneği olan öğrencinin sözel mesleklere ilgisi var diye, sözel bölümlere gittiği durumlarda da görülmektedir.
Ayrıca meslekten beklentileri ölçüldüğünde yine beklentisine uygun olan meslekler içerisinden yetenek alanına da uygun olanlar öğrenciye önerilmelidir. Bütün bunlar ile yekinilmeyip öğrencinin içe-dışa dönüklük durumu dikkate alınarak önerilen meslekler arasından elemeler yapılmalıdır. Örneğin “Halkla İlişkiler” mesleğine yeteneği ve ilgisi olan bir öğrencini aşırı içe dönük ise bu meslek öğrenciye önerilmemelidir. Ayrıca öğrencinin yüksek ilgilerinden birden fazlasında çakışan mesleklere yönelmesi daha yararlı olacaktır.
Öğrenci Lise 1. sınıf sonunda alan seçmek durumundadır. Bu nedenle öğrenci yeteneğinin bulunduğu alana gitmeli, ilgi alanlarından ise yetenek alanına uygun olanlarını tercih etmelidir. Örneğin, öğrencinin sözel yeteneği bulunuyorsa ve ilgileri arasında gazetecilik, tip, halkla ilişkiler, mimarlık vb. meslekler varsa burada halkla ilişkiler ve gazeteciliği seçmelidir.
Çünkü hem ilgisine, hem de yeteneğine uygundur. Aksi takdirde tip ve mimarlığı seçerse sayısal bölümlere gidecek, yeteneği olmadığı için de çok zorlanacak ve hem derslerden kalıp sene kaybedecek, hem de başarması çok zor olan bir alanda uğraşıp başaramadığı için de aşağılık kompleksine girebilecektir. Ayni durum sayısal yeteneği olan öğrencinin sözel mesleklere ilgisi var diye, sözel bölümlere gittiği durumlarda da görülmektedir.
Ayrıca meslekten beklentileri ölçüldüğünde yine beklentisine uygun olan meslekler içerisinden yetenek alanına da uygun olanlar öğrenciye önerilmelidir. Bütün bunlar ile yekinilmeyip öğrencinin içe-dışa dönüklük durumu dikkate alınarak önerilen meslekler arasından elemeler yapılmalıdır. Örneğin “Halkla İlişkiler” mesleğine yeteneği ve ilgisi olan bir öğrencini aşırı içe dönük ise bu meslek öğrenciye önerilmemelidir. Ayrıca öğrencinin yüksek ilgilerinden birden fazlasında çakışan mesleklere yönelmesi daha yararlı olacaktır.
Sonuç
olarak, öğrenciye önerilen meslekler hem yeteneklerine, ilgilerine, meslekten
ve hayattan beklentilerine hem de diğer kişilik özelliğine uygun olmalıdır.
Ayni zamanda öğrenci sayısal veya sözel alanlardan da kendisine en uygun
olanını rahatlıkla seçebilecektir. Öğrenci, sayısal bölümde ise (Fen veya
Mühendislik) bu puan türünden öğrenci alan çok sayıdaki bölümler içerisinden
bütün kişilik özelliklerine en uygun olanları seçebilmelidir.
Öğrencinin
kişiliğini tanıması, eksik yönlerini gidermeye çalışması, kendisini mutlu
edebilecek alanlara ve mesleklere yönelmesi, hem öğrenim hayatında, hem de
diğer bütün yaşamında yararlı olacaktır.
Ancak testlerin bir gözlem aracı olduğu unutulmamalıdır. İyi bir gözlemle birlikte değerlendirilen test sonuçları, daha sağlıklı bilgiler verir. Günlük basın ve dergilerde sık sık rastlanan “Duygusal bir insan mısınız?” ya da “Saldırgan mısınız?” türünden anketlerle bilimsel olarak hazırlanmış testlerin birbirinden ayrılması gerekir. Çünkü gazete ve dergilerdeki anketler belli bir kurama dayanmazlar; öznel bir yöntemle seçilen soruların geçerlilikleri ya da uygunlukları denenmemiş, yeterli sayıda kişiye uygulanıp standartlaştırılmamışlardır.
Ancak testlerin bir gözlem aracı olduğu unutulmamalıdır. İyi bir gözlemle birlikte değerlendirilen test sonuçları, daha sağlıklı bilgiler verir. Günlük basın ve dergilerde sık sık rastlanan “Duygusal bir insan mısınız?” ya da “Saldırgan mısınız?” türünden anketlerle bilimsel olarak hazırlanmış testlerin birbirinden ayrılması gerekir. Çünkü gazete ve dergilerdeki anketler belli bir kurama dayanmazlar; öznel bir yöntemle seçilen soruların geçerlilikleri ya da uygunlukları denenmemiş, yeterli sayıda kişiye uygulanıp standartlaştırılmamışlardır.
Buna
karşılık bilimsel testler belli bir kurama dayanırlar, seçilen sorular denenmiş
olup, yeterli sayıda kişiye uygulanarak standart hale getirilmişlerdir.
Kısacası bilimsel bir test, ne amaçlıyorsa onu ölçer. Bilimsel testlerde her
şeyden önce kuramsal bir kişilik modeli geliştirilir. Daha sonra, ölçülmek
istenen kişilik özellikleri belirlenir ve bu özelliklere ilişkin sorular
hazırlanır. Bu sorular önce bir ön denemeden geçirilerek çok sayıda kişiye
uygulanır, ondan sonra daha geniş gruplara verilir.
Hiç yorum yok: