» » Blog Yazılarını Nasıl Hazırlıyorum ve Nerede Yazıyorum

Kitap   


Bu yazıda: Yazmaya nasıl başladığımı ve dijital ortamda yayınladığım kitaplarımda bana karşı yapılan eleştiri denilemeyecek, yorum da denilemeyecek sövgü ve eblehçe yorumları irdeledim.

Okumak... Önceden insanlar okumak için bir şeyler bulamazlarmış. Tıpkı yiyecek bir şey bulunamadığı gibi... Hani anlatırlar ya "kese kâğıtlarını bozar gazete okurduk" diye, ne kadar doğrudur bilmem. Ben 50'li ya da 60'lı yıllarının insanlarının daha nazik, daha görgülü ve daha bilgi olduklarına inanıyorum.

Sabah kalkınca ilk işim kapalı olan telefonumu açmak oluyordu. İnsan merak ediyor gelen e postaları, eğer varsa sosyal medya bildirimlerini, değil mi? Oysa yataktan kalkıp kuruyan dudaklarıma bir kaç yudum su değdirip sonra pencereyi açıp mevsimine göre kışın soğuk havayı; yaz mevsimi de ılık ılık esen rüzgârı hissetmedikten sonra gerçeklikle ne işimiz olabilir ki!

Bu arada 18 numaralı müzik klasörü için yeni müziklerim var. Onları dinlemeye koyulmadan asıl konuya gelmek isterim...

Yazmak... Yazmak da güzeldir. Ben yıllardır yazıyorum. İlkokul günlerinden beri yazıyor yazıyor yazıyorum. Tabii ki her yazdığım işe yarar şeyler değil. Ajandalar dolusu, cilt cilt günlüklerimi günün birinde yakıp yok edeceğim aklımdan bile geçmezdi.

Daha sonra okudukça yaşama bakış tarzım da değişti. Okuma notlarım, uzun yürüyüşler esnasında gördüklerim, metro müzisyenleri, tinerci çocuklar; fularlı kendini beğenmişler; yağmur taneleri... Her şeyden ilham alarak biraz edebiyat biraz da bilim ve mitoloji karıştırarak yazdıklarımı Google Play Kitaplar'da yayınladım.

Google Kitaplar ve WatPad'in Küfürbaz Yorumcuları (Okur değil)


Google Play Kitaplar benim için daha seçkin, daha düzgün ve daha ciddi gelen bir yer. Yazının başında yazdığımın aksine artık okumak için bilgiye ulaşmak için çok çabalamaya gerek yoktur. Tabii ki sosyal medya musibetinden zihinlerimizi kurtarabilirsek... Google Play Kitaplar'da yorumcular okuduğu yapıtı eleştirirken küfür etmeyi eleştirme sanıyorlar. Oysa okumak ve kültür birikimi insanı daha ince yapar bu odunluğun sebebi ne acaba? Bir de yapıt eleştirilir, yazar değil. Yazara küfür ya da yazarı aşağılamak da neyin nesi ki! İşte bu hamlık ile istediğimiz kadar okuyalım kütük olmaktan kurtulamayız. Eleştirmeyi, yorum yazmayı sosyal medyanın sövme ve hakaret etme; kişilerin özlük haklarına saldırı modasına göre yapanlar yazık size.

Gelelim Watpad'e orası daha vahim. Sosyal medyada olduğu gibi abone sayısı ve beğeni peşinde koşan ne yazdığı belli olmayan yeni yetmelerle dolu bir yerde kaliteden söz etmek çok zor… %2’lik kaliteli içeriğe ulaşmak ise samanlıkta iğne aramak gibi bir şey… Tamam, yazsın çoluk-çocuk; genç-yaşlı buna diyeceğim yok. Fakat sosyal medya mantığı ile sövgü içeren yorumlar ile faydasız basit kelime öbeklerinin ne gereği var ki! Kız arayan yeni yetmeler; erkek arkadaş arayan yeni yetme kızlarla dolu; hava atma peşinde yazılan tuhaf öykülerin fikir dünyasına ne katkısı olacak ki!


About Unknown

Hi there! I am Hung Duy and I am a true enthusiast in the areas of SEO and web design. In my personal life I spend time on photography, mountain climbing, snorkeling and dirt bike riding.
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Leave a Reply