» » Sararan Kitap sayfaları ve Eskimeyen Dostlarım

Autumn Leaves

Eskimiş, yıpranmış, sararmış kitap sayfalarının verdiği ilham ile bu kadim dostlarım hakkında bir şeyler yazmak istedim. Kendimiz gibi sevdiğimiz her şey gibi kitaplar da yaşlanıyor...

Kitaplar... Selüloz, mürekkep, tutkal ve kimyasalların karışımı ile oluşsa da. Aslında kitaplara anlam katan içinde yazanlardır. Kitaplar yaşıyorlarmış gibi, nefes alıp verircesine yaşamın içindedirler.

Kimi zaman uzun uzun izlerim kütüphanemdeki kitaplarımı. Her biri yaşamımda yer etmiş bir sevgilidir. İnsanın o derin düşüncelerinden, yok olup gidecek varlıklarına ait derin izleri uzay-zaman boyutunda tutmaya devam eder kitaplar.

Yanıp kül olan İskenderiye Kütüphanesi'nde antik çağın bütün yaşanmışlığı yok oldu gitti. Antik çağın bütün bilimi, evreni ve kendini okuyan insanlığın bütün "okuma notları" kül oldu, hiç oldu... Belki o mirasa sahip çıkılsaydı insanlık 300 yıl belki de 500 yıl daha ilerideydi kim bilir? Sonra Haçlı saldırısıyla yerle bir edilen Kostantiniye (İstanbul'un eski adı) ve içindeki insanlığın, evrenin mirası kitaplar ve büyük talan...

Bugün güzel bir gündü. Güneşli bir günde biraz yürüyüş iyi geldi. Güneş ve masmavi gökyüzü sevecen, ve çok babacandı. Fakat benim sevgili dostlarım sararmaya başladı. Sonbahar yaprakları gibi sarı, sapsarı... Her bir kitap yaşayan bir insan gibi... Her birini okurken sohbetinden haz aldığım bir dost gibi keyif alırım. İnsanların evreni ve kendilerini, duygularını okumaları ve bunları yazmaları ne güzel, değil mi? Geriye bir iz bırakmak...

Fakat sararmış kitaplarıma bir çare bulamıyorum. Kapaklı kitaplık kullanırken de şimdi de aynı sorun. Dostlarım eskidikçe, dostluğumuz pekiştikçe; yıllandıkça raflarda dış yüzeyden, kenarlardan iç sayfalara doğru sarıyorlar... Nem, ışık, toz, hava... Kitaplarımdan endişe ediyorum. 

Sararan kitap sayfaları sarı yapraklar gibi düşerken düşüncelerime, bir dostumu kaybetmiş gibi üzülüyorum... Ama bir yandan da seviniyorum: Yaşama dokunmak güzel şey.

Yıpranan ve güzelliğini bütün çekiciliğini bir gün kaybedecek bedenlerimiz gibi kitaplar da bizimle aynı kaderi paylaşıyor. Ne de olsa onlar da bizim bir parçamız. Sonsuzluğa uzanan hayallerimizin ve aklımızın ve bütün rasyonel ve duygusal düşüncelerimizin yansıması... Onlar da görevlerini yerine getirip, biz insanlar gibi, çekip gidiyorlar...

About Unknown

Hi there! I am Hung Duy and I am a true enthusiast in the areas of SEO and web design. In my personal life I spend time on photography, mountain climbing, snorkeling and dirt bike riding.
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Leave a Reply