Yüksek Lisans Mülakatları

Evet arkadaşlar bugün yüksek lisans mülakatlarını kendi bölümümle alakalı olarak ele alıp bir analiz yapacağım. Ben sosyoloji bölümü mezunuyum. Ve mezun olduktan sonraki o boşluğa düşmemek için yüksek lisans yapmaya karar vermiştim. İnternetten başvurumu yapıp bir hafta sonra mülakata gittim. 10 kişinin alınacağını öğrendim. Kaç kişi mülakata gelmişti tam 61 kişi 

Yüksek lisans sonucu yds, ales ve mülakat sonuçlarının ortalamasına göre belli oluyor. Yanlış bilmiyorsam mülakat da %30 gibi bir payı var. Mülakat başladı sırayla çağırıyorlar odaya. Odada 3 profesör bir öğr. görevlisi var yazman olarak. Çıkanlara ne sordu diye atlıyor millet tabi. Enteresan sorular. Neden enteresan onu da açıklıyım. Biz dört sene boyunca klasik dönem sosyolojisini işledik. Yanlış hatırlamıyorsam 4 sene boyunca 70-80 tane ders aldık. Ve bunların içinden çağdaş dönem ve modern dönemle ilgili olan iki yada üç tane ders vardı. Gel gelelim mülakattan her çıkan çağdaş dönem sosyologları yada kuramları ile ilgili sorular sorduklarını söylediler. Güler misin ağlar mısın durumu yani.

Sabah 10’da başladı mülakat bana saat 14:00 civarı sıra geldi. Girdim oturdum. Sorular tabiki çağdaş dönemden. E yalan konuşmanın bir anlamı yok bilmiyorum dedim. 3. Sınıfta erasmusda olduğumu bu derslerin iki tanesininde 3. Sınıfda verildiğini söyledim. Yani bu dersleri ben zaten hiç görmedim. Ama bu onların umrunda mı tabiki değil  Son olarak klasik dönemden Seçkinler Teorisini sordular onu kapsamlı olarak açıkladım. Sonucu kaçılmaz tabiki bizim yüksek lisans işi yalan oldu. Olsun olabilir de ama mantıksızlık inanılmaz fazla.

Siz 4 sene boyunca Marx, Weber, Durkheim, Comte, Simmel, Tönnies vs. diyeceksiniz sonra Baudrillard, Robert Merton, Ralf Dahrendorf, Ervin Goffman, Antonio Gramsci, Talcott Parsons, Habermas, Frankfurt ve Chicago Okulları gibi gibi. Şimdi maruzatım şudur ki bunlar madem bu kadar değerli isimler ve ekoller neden dört sene boyunca bunları doğru düzgün anlatmadınız, öğretmediniz, ders koymadınız ve adını dahi çok az andınız ? Çok basit bir gözlem yapabilirsiniz illaki etrafınızda sosyoloji okuyan yada mezun birileri vardır. Bu yukarda ismini verdiğim isimlerle ilgili herhangi biriyle alakalı üç cümle kurabilecekler mi bi deneyin. Dahrendorf hakkında üç cümle kursunlar mesela. Eğer %10’u bilgi versin başarı sayarım.

Mesela mülakatta şu sorularda yok.

-Neden yüksek lisans yapmak istiyorsun ?

-Eğer kabul edilirsen hangi konuda uzmanlaşmak istiyorsun? Neden ?

-Tez çalışman hakkında bilgi verir misin? Hangi hocayla çalıştın? Tekniğin, yöntemin, amacın neydi?

-Araştırmaya ve okumaya meyilli misin?

-İngilizce biliyor musun?

-Üniversite hayatın boyunca neler yaptın?

Enteresan dimi? Bunlar yok. Frankfurt Okulunu biliyosan sıkıntı yok  Türkiye’deki akedemik hayat böyle, bu zihniyetle öğrenci alıyorlar benzer zihniyette akedemik kadrolar yetişiyor. Bu örnekten bir genelleme yapılabilir mi ? İnşallah yapılamıyordur ne diyim…

Yazar: Uğur Büyük